'' Kafesinden kaçmış birer kartal gibi, hiç yorulmamış ve aç kurtlar gibi, amansız bir Sayan dağı fırtınası gibi geldiler üstümüze prensim. Son askeriniz de orada can verdiğinde ve son bayrak da toprağa düştüğünde, onlar hiç arkalarına bakmadan ve sanki hiç savaşmamış gibi sürdüler atlarını bozkıra. Prensim soruyorsunuz nasıl durdurabiliriz diye? Efendim, onlar (TÜRKLER) durdurulamazlar."
(Çinli komutan Ho-Tsun'un Çin prensine hitaben yazdığı mektuptan alıntı)

“Bismillah ve ali berekatü Resulullah, Kabza, Cebrail Aleyhisselâm eliyle Hak Teala'nın emriyle, cennetten çıkıp, evvela Âdem Aleyhisselam'a verildi, ondan sonra, Sultan-ı Enbiya, Peygamber Efendimize verildi. Onun izni şerifiyle Sâd Bin Ebî Vakkas pirimiz oldu. Ondan, sahabe birbirine verdi, oradan ustalar aldı, benim ustam da bana emanet etti, ben de emaneti sana teslim eyledim. Fîsebilillah, niyet edip gaza niyetine ok at, talip olan kabza aşıkına bu minval üzere, hayır ve dua ile teslim edersin.” ( küçük kabza merasimi duası )


12 Ekim 2011 Çarşamba

Türk Okçuluğu Federasyonu


Değerli arkadaşlar,
Gümüşhacıköy'de yapılan okçuluk şenliğinin ardından geleneksel okçuluğumuzun artık ayağa kalkarak uzun soluklu bir yürüyüşe geçeceğine inanmaya başladık. Türkiye’nin birçok yerinde mayanın tutmuş olduğunu birlikte görüyoruz. Her geçen gün yeni okçular aramıza katılıyor. Bazen taleplere yetişmek için yeterli imkânımız da olmuyor.
Bütün yaş guruplarına hitap eden yapısı, kültürel ve görsel zenginliği açısından modern okçuluktan oldukça farklı olan geleneksel okçuluk aynı zamanda içinde tarihine ve ceddine saygı barındıran her çocuğun da ilgisini çekerek ileriye yönelik ciddi bir potansiyeli olduğunun haberini vermektedir. Okçuluğumuzun ileriki yıllarda durumunun nasıl olacağı konusunda çok fazla fikrimiz henüz yoktur ama nasıl olmaması gerektiği konusunda Macaristan örneği önümüzde durmaktadır. 1950'den sonra başlayan Macar okçuluğu günümüzde hemen her köye girecek kadar yayılmıştır. Türkler gibi belirli okçuluk disiplin geleneği olmayan Macarların her yıl binlerce okçuyu bir araya getirip şenlik yapacak birikimlerine rağmen her şehrin, her kasabanın ve her gurubun ayrı organizasyonlarda ve bir birinden çok farklı kurallar altında yarışmalar yaptıklarını görüyoruz. Ayrıca şu ana dek geleneksel Macar okçuluğunu görmezden gelen resmi okçuluk federasyonunun alınacak vize ve benzeri ücretleri düşünerek gelenekçileri bünyesine almaya çalıştığını da biliyoruz. Oysa geleneksel okçuluk bir spor olayının çok ötesindedir. Aynı zamanda bir tarih ve kültür olayıdır. Bu açıdan değil geleneksel sporlar veya okçuluk federasyonunun bir parçası olmak, tamamen bağımsız bir federasyon olmayı hak etmektedir.
Bu amaca yürümek için dağınık topluluklar halinde çalışmanın yanı sıra aynı zamanda bir birlik içinde çalışmak zorundaydık. Federasyon fikri böylece doğdu ve gelişti. Çağrımıza okçuluk dernek kulüp ve guruplarının çoğu olumlu cevap verdi.
İstanbul, Ankara (2), Tokat, Kayseri, Samsun, Gümüşhacıköy ve Sivas bölgelerinin temsilcileri, ilk toplantılarını 1 Ekim 2011 Cumartesi günü, Biga'da gerçekleştirilen Osman Bey Atlı Okçuluk Müsabakalarında gerçekleştirmiş ve Federasyonlaşma kararı almıştır.
Toplantıda Kayseri Atlı Okçuluk Spor Kulübü başkanı Sayın Sami Genel oybirliği ile başkan, Ankara Geleneksel Okçuluk Spor Kulübü Başkanı Sayın İlkay Demirhan ise Genel Sekreterliğe seçilmiştir. Sayın Başkan, daha sonra bölümleri ve asbaşkanlarını belirleyecektir.
Bundan önce tüm bölgelerin sporcuları ile destek verdiği ve 29 Mayıs 2011'de gerçekleştirilen Gümüşhacıköy Kaymakamlığının destekleri ile gerçekleştirilen Okçuluk Şenlikleri, Federasyonlaşma fikrinin oluştuğu etkinlik olmuştur. Biga Kaymakamlığının destekleri ile uluslararası kapsamda gerçekleştirilen ve katılımcılardan büyük beğeni toplayan Biga Osman Bey Okçuluk Festivali Federasyon ruhunun hissedildiği önemli bir kilometre taşı olmuştur. Türk Okçuluğu Federasyonu bir ayağını geleneğe bir ayağını ise geleceğe basacaktır. Kurulan birlik anlam karışıklığına sebep olmaması için yurt içinde “Türk Okçuluğu Federasyonu” yurt dışı yazışmalarda ise federasyon resmi kimlik kazanana kadar “Turkish Archery Union” olarak adlandırılacaktır.
Türk Okçuluğuna desteklerini esirgemeyen idarecilere, tüm kulüplere ve kemankeşlere hayırlı olmasını diliyoruz.


- Kaynak : http://www.kemankes.com/v2/?p=federasyon

1 yorum:

Antalya Hanımlar Derneği dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.